27 yaşında yetişkin bir genç kız, gelişim çağında 7 yaşında bir erkek çocuğu annesi olarak televizyon kanallarında seyredecekleri tek bir dizi ve program bulamıyorum.
Özellikle pandemi sürecinde mümkün oldukça izole etmeye çalıştığımız hayatımızı, evlerde geçiriyoruz. Zamanımızın çoğunu ev işlerinin dışında, sosyal medya ve televizyon seyrederek geçiriyor. Gündüz kuşaklarında yer alan yemek programlarında yapılan eleştirileri, kaynana – gelin ilişkilerini dehşet dolu hayranlıkla seyrederken, kayıplar, cinayetler derken ana haber ve diziler başlıyor.
Geçen haftaya damgasını vuran “Sadakatsiz” dizisi, başarılı kadrosu, iyi oyunculuk ve can alıcı senaryosu ile seyirciyi ekrana kilitledi. Asya (Cansu Dere) yine nefes kesti. Seyrettiğimiz dizileri sadece seyretmek için mi yoksa empati kurarak mı izliyoruz? İşlenilen konu tam olarak da evliliklerde yaşanmış ya da yaşanma ihtimali yüksek bir durumken, Asya’nın evladını kaybetmemek için verdiği amansız mücadele, şeytana ceket ilikleten türden planı, kiminin hayranlığını kazanırken kimine de yok artık dedirtecek derecede…
Kaç kadın kafayı kırdıracak kadar plan yapar?
Senaryo gereği güzel de bu dizileri seyredip etkisinde kalıp hayata geçirmeye kalkmak sıkıntı. Maalesef ki toplum olarak böyle bir sorunumuz var. Geçmişte yayınlanan ve şu anda da yayında olup ciddi reyting rekorları kıran dizileri örnek alan gençler kadınlar, erkekler var. Bir dönem sokaklar Polat Alemdar edasıyla dolaşan gençlerle, omuzunda mantosuyla kadın ağalarla doluydu. Evet, bir dizi bir film maddi manevi ciddi emek. Gerçekmiş gibi hissetmek hissettirmek. Bu konuda çok başarılılar da sadece izlemekle kalmak gerek. Televizyon programları ve dizilerle ilgili söylenecekler sayfalara sığmaz. Şimdilik bu durumu RTÜK ve halkın takdirine bırakıyorum.
Küçük bir yemek molası
Ülkece yaşadığımız bu zorlu ve zorlayan günleri evlerde geçirirken mutfakta her birimiz aşçı edasında üretimlere başladık. Pratik, kolay ve lezzetli iki tarifi de buraya ekliyorum. Tam mevsimi vitamin deposu olan karnabaharı, buharda veya suda haşlayın. Fırın kabının içine dizin. Soğan, sarımsak, yazdan yaptığınız domates sosu veya salça, tuz, karabiber ile kıymalı bir sos yapın. Karnabaharların üzerine eşit şekilde yayın. Üzerine beşamel soslu ekleyin doğru fırına, pişme süresinin bitmesine yakın üzerine rendelenmiş kaşar peynirini ekleyin. Pratik dediniz bu zor geldi diyorsanız, haşlanmış karnabaharın üzerine limon, sarımsak, zeytinyağı, tuz ve biraz nâr ekşisi nefis, afiyet olsun.
Karnabaharı haşlarken suyuna biraz süt katarsanız kokuyu da gidermiş olursunuz. Bu bilgide verelim ki gayet yararlı bu sebzenin kokusu katlanılmaz olmasın.
Sağlıklı, huzurlu, bereketli günlerimiz olsun…