Herkesin bir hikayesi var. Sizin hikayeniz nasıl başlıyor?
Hayattaki serüvenim aslında bitirme tezim ve yurtdışında master zamanı başlamış. Ama ben tabii ki şu an fark ediyorum bunları. O yıllardan bu yılların yol haritam ilahi bir şekilde çizilmeye başlamış aslında. Bilgi Üniversitesi Advertising ve Marketing mezunuyum. O dönem bu iki ayrı sektör tek bir ihtisas dalı gibi okutuluyordu. Çünkü çok yeni bir sektör ve hala rüştünü ispatlamamıştı. Günümüzde tek bir ihtisas dalı olan bu iki sektörü ben 4 senede işin duayenlerinden öğrenme şansım oldu. Double major yaparak mezun oldum. Şanslıyım diye düşünüyorum.
Bitirme tezim online ticaretti. O dönem böyle internet satışları yok, elinizde tezinizi ispatlayacağınız ya da bire bir araştırma yapacağınız veri yok kadar az hatta şöyle söyleyeyim benim verilerim hep yurtdışı bazlıydı. Türkiye’de henüz internette satış, magic world denilecek kadar uzaktı. Hikaye Amazon be Idefixi araştırıp sonra da Miami’ye gidip marketing strategy eğitimi almamla başladı. İşte o dönem benim vizyonumu inanılmaz geliştirdi. Sosyal mecranın ve online ticaretin bu raddelere geleceğini, toplum algısında internetin ve sosyal mecraların çok etkili bir araç olacağını ön görme şansım olmuştu. O yüzden de sosyal medyayı iyi kullanırım.
Kurucusu olduğunuz Başarılı İş Kadınları Platformu ile (BİKAP) gelecekteki planlarınız neler?
İlk önce Türkiye’deki tüm lokal girişimcilere ulaşmak. Bugüne kadar 18. organizasyonumuzu yaptık. 2020 yılı malum ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu olağanüstü hal nedeniyle nadastayız. Durduk demiyorum. Çünkü bu dönem çok daha düşünmemize ve özleme sebep oldu. Dönüşümüz çok daha güçlü ve fayda sağlayacak. Amaç şu anlık ertelenen lokasyonlarımıza ulaşmak. Bu lokasyonlar bittikten sonra ciddi bir ticari network ve database ağı haline gelip yurtdışına açılmak.
Sizden sonraki gelecek nesillere tavsiyeleriniz neler?
Herkesin bir yol hikayesi, birbirinden farklı hayatları var. Parmak izi gibi biri diğerini tutmuyor o yüzden tavsiye bana çok klişe geliyor. Yalnızca anahtarı söyleyebilirim her kapıya uygun tek bir anahtar var, oda özgün olmak ve olanı uygulamak değil, hep farklı, neler yapabilirim, algısıyla düşünmek. Çok akıllı başarılı olabilirsiniz ama olan şeyi sürdürürseniz başarı listelerinde bir satır olmaktan öteye geçemezsiniz. Fakat farklı bir şeyler yapıp topluma fayda sağlayabilirseniz. İşte o zaman hem başarılı olur, hem o işe imzanızı atar hem de duayen olarak saygı duyulmasına sebep olursunuz.
Aynı zamanda Rotahane ve Projehane’nin kurucu ortaklarındansınız. Rotahane’nin gezileri sırasında en çok etkilendiğiniz şehir hangisi oldu? Sizi nereleri etkiledi?
Evet Rotahane de Sayın Pervin Ersoy’un ortağıyım ama proje tamamen hanımefendinin öngörüsüyle ortaya çıkmış çok da başarılı bir proje. Ben de elimden geldiğince tüm donanımla gücümle ve enerjimle Hanımefendinin ortağı olarak yanındayım. Projehane de ise kurucu ortak değilim proje bazlı işbirliklerim oluyor ama hanımefendi ile o kadar yol arkadaşlığı yapıyoruz ki bu şekilde algılandı diye düşünüyorum. Ama Projehane sayın Pervin Ersoy’un ve dostum Emel Oysal’ın girişimidir, ama iki dostum o kadar başarılı ki ben de her alanda gücüm yettiğince yanlarındayım. Ve Projehane’de de proje ortaklığı yaptığım birçok organizasyonumuz ve geleceğe dair projelerimiz var.
Rotahane’de etkilendiğim şehre gelirsem inanın çok klişe olacak ama hepsinde o kadar farklı yerler gördüm ki hepsi diyeceğim inanın evlat gibi ayırt edemem.
Çankırı – Tuz mağaraları, Şanlıurfa- Halfeti, Adıyaman- Nemrut gibi.
Siz bir şehir olsaydınız hangi şehir olurdunuz? Neden?
Rotahane ile daha gitmedik projenin en son şehri olacak ve orda tüm katılan sanatçılarımız gezginlerimizle Anıtkabir’de Atamıza teşekkür ederek bitireceğiz. O yüzden ben Ankara olurdum herhalde. Her zaman beni Atamızdan dolayı ayrı etkiler.
Sosyal medyanın yararları ve zararları ne?
Şu dönemde sosyal medya kaçınılmaz bir gerçek. Tabii ki popülaritesi yüksek her akımın yararları olduğu gibi zararlarını da göz ardı edilemez. Ama toplum olarak buna da adapte sürecini geçirdikçe aşacağımızı düşünüyorum. Ama eğitim sistemimize özellikle çocuklarımız için ders olarak küçük yaşlarda eğitimi verilmeli bence belli ki hayatımızın parçası oldu ve olacak çağ teknoloji çağı en azından doğru ve verimli kullanmayı öğretmeliyiz. Hatta üniversitelerde bile ihtisas dalı olmalı.
Cemiyet mi? Magazin mi? Ana Haberler mi daha çok ilgi çekiyor?
Bence haberler tabii ki… Bu dönemin insanların tek iletişimi ve bilgi kaynağı haberler özellikle sosyal medyada bu kadar kirli haber akımı varken. Sonra magazin. Çünkü her sosyo-ekonomik düzeye hitap ediyor.
Bir magazin sorusu olarak size ne sorulmasını isterdiniz?
Sanatçılarımızla Rotahane sayesinde güzel dostluklar geliştirdik. Bir sanatçımızla unutamadığımız bir seyahat anımız sorulabilir.
Bedeninizi, ruhunuzu ve zihninizi nasıl dinlendirirsiniz?
Sosyal medyadan da paylaşıyorum aslında outdoor sporlar ve mutfak…
Çok şık sofralar kuruyorsunuz. Yemek yapmayı mı yemeğimi sevenlerdensiniz?
Kesinlikle yemek yapmak çünkü olabildiğince yememeye çalışıyorum. Rotahane ile gezerken o kadar güzel yöresel lezzetler tadıyoruz ki. Evde olduğumda dengelemeye çalışıyorum.
Pandemi süreci tamamen bitince ilk ne yapmak istersiniz?
Ailemi görmek, çok özledim onları ve tüm sevdiklerime sıkı sıkı sarılmak istiyorum. Ne kadar küçük şeylere özlem duymaya başladık dimi? İnsanlık için değeri ölçülemez bir tecrübe oldu bu pandemi.