Herkese merhaba,
Bundan böyle magazinbox’ta televizyon dünyasında olup bitenleri konuşmak için bir arada olacağız. Ve bu da ilk yazım. Buyurun efendim…
14 Mart 2011’de İbo Show çekimlerinden çıktıktan sonra uğradığı silahlı saldırı nedeniyle ekranlara yaklaşık 10 yıl ara veren İbrahim Tatlıses, 7 hafta önce geri döndü. İyi ki de döndü. Cumartesi akşamları Star TV ekranında seyircisiyle buluşan İbo Show’la ekranlara yeni bir soluk geldi. Dizi izlemekten sıkılmış, alternatif arayan ve biraz da geçmişe özlem duyan izleyici için çölde vaha gibi oldu İbo Show. Programın reytingleri de gayet iyi. Her hafta ilk üçe giriyor. Konuklar şahane.
Ancak ilk defa bu hafta gerçekten keyif alarak izledim programı. İlk 6 hafta konukların abartılı duygusallıkları, İbrahim Bey’in önünde diz çökerek ağlamaları, acıyarak bakmaları programdan keyif almamı engelliyordu açıkçası. Nihayet geçen hafta Seren Serengil “Kral çıplak” dedi. Çok da haklıydı. İbo Show’a katılan konuklar programı gerçekten de bir hastane odasına çevirmişlerdi. Sanki ağır bir hastayı ziyarete gelmiş gibi davranıyorlardı. Acıyarak bakmalar, sel olan gözyaşları ağdalı bir duygusallık… Kötü niyet olmadığından hiç şüphem yok ama bu programa zarar veriyordu. Seren’in yaptığı haklı çıkıştan sonra, program nihayet bu hafta kimliğini bulmuş gibiydi. Zara’nın billur sesiyle söylediği şarkılar türküler, Oktay Kaynarca’nın ve Oya Başar’ın paylaştığı İbrahim Tatlısesli komik anılar, Yılmaz Vural’ın tatlı sohbeti…
İbrahim Bey’in önünde diz çöküp ağlayan da olmadı, acıyarak bakan da… Gerçekten keyifli bir programdı. Bundan sonraki programlara katılan konuklara örnek olmasını dilerim. Tamam, 10 yıl sonra İbrahim Bey’i yeniden ekranlarda görmek hüzünlendiriyor olabilir ama mümkünse abartılı tepkilerle gösterdikleri bu hüznü kuliste bıraksınlar…
MAHİNUR ERGUN’UN KEFARET’İ İZLENİR
Hafta sonu ekranının bir diğer iyi işi de pazar günleri FOX TV’de yayınlanan Kefaret. Zülfü Livaneli’nin Konstantiniyye Oteli romanından uyarlanan dizi bu özelliğiyle yola avantajlı çıkan projelerden biri. Senarist de Şaşı Felek Çıkmazı’nı seyrettiğim günden beri kalemine hayran olduğum Mahinur Ergun olunca ortaya sağlam bir senaryo çıkmış. Senaryo işinin, dizi sektörünün en büyük sorunu olduğunu düşünürsek, Mahinur Ergun gibi güçlü kalemleri pamuklara sarmak lazım gerçekten. Kaybolan kızını arayan bir annenin yaşadığı olayları anlatan dizideki oyunculuklar da gayet başarılı. Nurgül Yeşilçay’ın malum sebepten bazı mimiklerini kaybetmiş olmasını saymazsak tabii.
Mert Fırat ve Yurdaer Okur abartısız, temiz, doğal oyunculuklarıyla göz dolduruyor. Ama dizide benim oyunculuğuna asıl bayıldığım isim Münevver Demir. Ben onu en son Merhamet’te Narin’in (Özgü Namal) annesi olarak izlemiştim. Tekrar buluşmak güzel oldu. Geçtiğimiz Pazar günü 5. bölümü yayınlanan dizide hikaye, tutarlı bir olay örgüsü ve sağlam diyaloglarla akıyor. Umarım sonuna kadar böyle devam eder. Mahinur Ergun’a güveniyorum ve böyle farklı ve kaliteli işlerin artmasını diliyorum.